Bizim tərcümə

Gizemli hastalık 'Şey'in sırrı neden hâlâ çözülemedi? Her şey 2013'te başladı! '6 ay içinde bir zombiye dönüştüm'

2024-cü ildə Azərbaycanda həbsdə olan jurnalistlər 2024-cü ildə Azərbaycanda həbsdə olan jurnalistlər

2023-01-28 11:08:18

class=”medyanet-inline-adv”>

Mark Lenzi için her şey, dayanılmayacak kadar yoğun baş ağrılarıyla ve tavandan gelen yüksek seslerle başladı. Sanki üst katta oturan komşular, devamlı yere ağır metal eşyalar düşürüyor gibiydi.

Saytların yığılması Saytlarin yigilmasi

Çin’in Guangzhou şehrindeki ABD konsolosluğunda görevli bir diplomatik güvenlik memuru olan Lenzi, bir süre sonrasında eşinin de baş ağrıları yaşadığını fark etti. Karı koca ağrılardan kurtulmak için kutu kutu ilaç içmeye başlamıştı. Birazcık daha süre geçince Lenzi, bu kez evlatlarının burun kanamalarıyla uyanmakta bulunduğunun ayırdına vardı. Peşinden işler daha da kötüye gitti.

Lenzi, VICE World News’e yapmış olduğu açıklamada, “2017’nin sonu 2018’in başlangıcında en hastalık verici semptomum kısa dönem bellek kaybıydı” diye konuştu

Lenzi’nin hikayesi geçtiğimiz günlerde yayına giren “Havana Syndrome” adlı podcast serisiyle tekrardan gündeme geldi.

class=”medyanet-inline-adv”>

Lenzi, ailece yaşadıkları rahatsızlıklara neyin sebep bulunduğunu bilmiyordu. Sadece baş ağrılarının başlamasından sonrasında kendisi benzer biçimde konsoloslukta çalışan kapı komşusunun, sıhhat sorunları sebebiyle apar topar ABD’ye tahliye edildiğini öğrendi.

Bu kişinin kontakt bilgilerini bulup hastalığının ne işe yaradığını sormak için arayan Lenzi, almış olduğu cevapla şoke oldu. Hanım, “Bana beyin hasarı teşhisi kondu. Küba’da olan şeyin aynısı” ifadelerini kullanmıştı.

Havana Sendromu, ilk kez 2016’da Küba’nın başkenti Havana’da vazife icra eden ABD’li ajanlar ve diplomatlar tarafınca bildirildi. Bu adı da bu yüzden aldı. İlk vakaları tedavi eden doktorlar, tüm semptomları açıklayan bir teşhis koyamamıştı. O nedenle yaşananlara direkt “The Thing” doğrusu “Şey” diyenler de vardı.

 

Dahası hanım Guangzhou’daki konsolosluğun yöneticilerine yaşadıkları apartmanın derhal boşaltılması tavsiyesinde bulunduğunu da belirterek, “Ne olur en kısa zamanda o daireden çıkıp başka bir yere taşının” demişti.

Lenzi, ailesi ve 10-12 kişiyle beraber 2018 senesinde Çin’den tahliye edilerek ABD’de tedavi altına alındı.

Bu vaka Havana Sendromu olarak malum esrarengiz hastalığın Küba’nın başkenti haricinde ilk görülüşüydü. Sadece son olmayacaktı.

Havana Sendromu’nu yaşadığını söyleyenlerin şikayetleri çeşitlilik gösteriyor. Bazıları iki metalin birbirine sürtünmesine benzeyen bir ses duyduğunu söylüyor. Kimileri duyduğu sesi bir ağustosböceği sürüsüne benzetiyor. Anlatılanlara bakılırsa, sesin arkasından kafanın içinde ve kulaklarda yoğun bir tazyik hissediliyor. Bu tazyik baş ağrılarına, mide bulantısına ve baş dönmesine neden oluyor. Söz mevzusu tuhaflıkları yaşayan şahıs “hedeften kaçmak” için yer değiştirmeye çalıştığında duyduğu ses ve hissettiği tazyik bir anda kesiliyor. Sadece fizyolojik semptomlar günlerce, hatta bazı örneklerde senelerce devam edebiliyor.

 

OLAYLAR PEŞ PEŞE GELDİ

class=”medyanet-inline-adv”>

Aralık 2017’de üst düzey bir CIA yetkilisi, Rusya’nın başkenti Moskova’da kalmış olduğu otel odasında açıklanamayan ani bir baş ağrısı ve mide bulantısı yaşadı.

2019 ortalarında bu kez resmi temaslar için Londra’da bulunan iki Beyaz Saray çalışanı, Buckingham Sarayı’ndan birkaç sokak uzaktaki bir otelde, kafalarında yoğun tazyik hissettikleri bir hastalık geçirdi.

Bir sonraki yıl, ABD Müdafa Bakanlığı bünyesinde görevli bir çalışan, “Rusya tesirinin yoğun olduğu” açıklanmayan bir ülkede vasıta kullanırken, kafatasında ani akut bir ağrı hissettiğini bildirdi. Çalışanın evladı da o sırada arka koltukta oturuyordu ve ebeveyninin ağrıyı hissettiği anda o da acı içinde feryat atmaya başlamıştı.

class=”medyanet-inline-adv”>

Havana Sendromu’yla bağlantılandırılan bu vakalar günden güne artıyordu sadece Washington yönetimi, yaşanmış olan gizemi çözmek için kaynak ayırma mevzusunda tereddütteydi. Lenzi, VICE’a yapmış olduğu açıklamada Guangzhou’dan ABD’ye döndükten sonrasında Dışişleri Bakanlığı’ndaki üstleriyle bu mevzuda görüşerek, “Komşunun hasta bulunduğunu bile bile neden bizi bu apartmanda oturtmaya devam ettiniz?” diye sorduğunu sadece bir cevap alamadığını söylemiş oldu.

Havana Sendromu’na dair ilk kapsamlı haber, bununla birlikte VICE’ın “Havana Syndrome” podcast’inin sunucuları olan gazeteciler Adam Entous ve Jon Lee Anderson’dan geldi. Kasım 2018’e New Yorker’da piyasaya çıkan “Havana Sendromu’nun Esrarı” başlıklı haber, yaşanmış olan vakalarla ilgili mühim detaylar içeriyor ve Küba’daki ilk vakaların öncesine ışık tutuyordu. Sadece aradan geçen bunca yıla karşın bazı sorular halen cevaplanabilmiş değil. “Havana Sendromu nedir? Gerçek midir hayal midir? Gerçekse sebebi nedir ya da kimdir? ABD hükümeti neden bunca zamandır bu gizemi çözemedi?” benzer biçimde sorulara ilişkin açıklamalar halen spekülasyondan öteye geçemiyor.

Bu görüşmeden kısa süre sonrasında Lenzi, 200 kadar emek harcama arkadaşının yanı sıra Washington’daki ve Pekin’deki yetkililere öfkeli bir e-posta göndererek, yöneticileri “vakası örtbas etmeye çalışmakla” suçladı. ABD Dışişleri Bakanlığı mevzuyla ilgili olarak VICE’a yapmış olduğu açıklamada, “Mahremiyet kaygıları ve güvenlik sebepleri sebebiyle, belli kişiler ya da vakalara dair yorum yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.

class=”medyanet-inline-adv”>

Gizemli hastalık Şeyin sırrı neden hâlâ çözülemedi Her şey 2013te başladı 6 ay içinde bir zombiye dönüştüm

Guangzhou’daki ABD konsolosluğu

HASTALIĞIN GERÇEK OLMADIĞI SÖYLENİYORDU

Bu hastalıkları yaşayan kişilere şüpheyle yaklaşan hatta yaşananları yok sayan tek kurum Dışişleri Bakanlığı değildi. Konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmasını istemeyen bir CIA doktoru, VICE’a, “İlk dakikadan itibaren, ‘Delilik bu. Kız benzer biçimde mızmızlanıyorlar. Adam olsunlar birazcık. Alt tarafı stres bu’ diyen meslektaşlarım oldu” dedi.

Söz mevzusu tabip 2016’nın sonlarından itibaren Havana’daki vakaları soruşturmak için göreve getirilmiş, şehri ziyaret etmiş olduğu günlerden birinde kendi de aynı semptomları yaşamıştı.

class=”medyanet-inline-adv”>

Tabip, Havana Sendromu yaşadığını açıklamasının arkasından CIA’deki tüm meslektaşlarının kendisine sırt çevirdiğini, onu ve öteki hastaları numara yapmakla, akli dengelerini yitirmekle ve zayıflıkla suçladığını belirtti ve ekledi:

“CIA’in tavrı, istihbaratçıların o meşhur ‘Her şeyi reddet, hiçbir şey kabul etme, karşı suçlamalarda bulun’ sözünü yansıtıyordu. Doktorların, hastaların ve öteki her insanın itibarını zayıflatmak için karakter suikastları düzenlediler.” (CIA yetkilileri VICE’ın yorum taleplerini yanıtlamayı reddetti.)

SOĞUK SAVAŞ YILLARINDAN BERİ SÜREN BİR YARIŞ

CIA, ihtimaller içinde bir Havana Sendromu tehdidine cevap vermekte gönülsüzdü sadece öteki devlet kurumlarında durum farklıydı. Mesela ilk vakaların ortaya çıkışından 4 yıl sonrasında Aralık 2020’de Ulusal Bilimler Akademisi tarafınca piyasaya çıkan bir raporda, Havana Sendromu’nun sebebinin “güdümlü atışlı radyofrekans enerjisi” olabileceği belirtiliyordu. Raporda Rusya’nın senelerdir bu tür enerji silahları üstüne araştırmalar yürüttüğü de hatırlatılıyordu.

VICE muhabirlerinin konuşmuş olduğu fazlaca sayıda bilim insanı ve ABD’li eski yetkili, Rusya’nın mikrodalgaları seyretme ve tabanca üretme amacıyla kullanma çalışmalarını uzun senelerdir sürdürdüğünü söylemiş oldu. ABD’nin eski Rusya Büyükelçisi Jack Matlock, “1950’lerde Moskova’daki büyükelçilikte çeşitli yalıtımlı odalar oluşturmuştuk. Bu odaların amacı, içerideki bilgilerin ışık, ses yada mikrodalgalar yöntemiyle dışarı çıkarılmasını önlemekti” diye konuştu.

Tabanca uzmanları ise bir tek Rusya’nın değil ABD’nin de güdümlü enerji silahları üretmek ve geliştirmek için milyonlarca dolar harcadığını belirtti. Uzmanlar bunun Soğuk Harp döneminde yaşanmış olan tabanca yarışının bir kolu bulunduğunu altını çizdi.

Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’nda uzun seneler vazife yapmış bir lazer tabanca araştırmacısı, “Bence ordu bir tür ölüm ışınına haiz olma isteğinden asla vazgeçmedi” dedi.

Gizemli hastalık Şeyin sırrı neden hâlâ çözülemedi Her şey 2013te başladı 6 ay içinde bir zombiye dönüştüm

Viyana

“SALGIN” VİYANA’YA DA UZANDI

Adam Entous’un Temmuz 2021’de New Yorker dergisinde piyasaya çıkan haberi büyük ses getirdi. Habere bakılırsa, Avusturya’nın başkenti Viyana’da vazife icra eden 25 kadar haber alma görevlisi ve dış ilişkiler uzmanı, Havana Sendromu’na benzer semptomlar yaşadıklarını bildirmişti. Bu vaka o güne kadar Küba haricinde görülen en büyük Havana Sendromu vakasıydı. Olayın Soğuk Harp’tan bu yana ajanların tabir-i caizse cirit attığı Viyana’da yaşanmış olması da dikkat çekiciydi.

CIA, Viyana’daki bu Havana Sendromu “salgını”na tepki olarak ülkedeki bürosunun direktörünü görevden aldı. Sebep kendisinin meseleyi yeterince ciddiye almamış olmasıydı. CIA yetkilileri Avusturya’da olup bitenlerle ilgili yorum yapmayı reddetti. Sadece VICE’a konuşan eski CIA çalışanları, kurumun kendilerini desteklemek için yeterince çaba sarf etmediğini belirtti.

Ne var ki “Havana Syndrome” podcast’i kapsamında garip bir detay daha ortaya çıktı. Buna bakılırsa, aylarca Havana’daki çalışanlarının yaşadıklarını küçümseyip göz ardı eden CIA, bir anda tavır değiştirerek sendrom yaşayan çalışanları gizlice ödüllendirme sonucu aldı.

VICE’ın aktardığına bakılırsa ödüllerin üstünde adı açıklanmayan çalışanın, “bilinmeyen güçler tarafınca hedef alınmasına ve benzeri görülmemiş yıkıcı saldırılara maruz kalmasına karşın görevini fedakârlıkla yapmış olduğu” belirtiliyordu.

2013’TE TARİHİN AKIŞI DEĞİŞTİ VE…

Jon Lee Anderson, podcast’i hazırlarken yaptıkları araştırmalarda haber alma dünyasının derinlerine indiklerini ve Havana Sendromu’nun sırrını çözmeye yarayacak anahtarı bulmuş olabileceklerini belirtti.

Bu süreçte Havana, Londra, Viyana benzer biçimde birçok noktayı ziyaret ettiklerini belirten Anderson, “Oval Ofis’in yanı başlangıcında Havana Sendromu yaşadığını bildiren ulusal güvenlik yetkilisinin ayak izlerini de takip ettik” dedi.

Gizemli hastalık Şeyin sırrı neden hâlâ çözülemedi Her şey 2013te başladı 6 ay içinde bir zombiye dönüştüm

Araştırmacı gazetecilere bakılırsa, her şey 2013 senesinde devrin ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmalarını yazan Ben Rhodes’un tarihin akışını değiştirmeye karar vermesiyle başladı. Rhodes, Küba’yla görüşmeler yapmak, iki ülke arasındaki buzları eritmek istiyordu. Aralık 2014’te bu isteğine nihayet erişti. Bu tarihte Obama ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro ortak bir açıklamayla 50 senenin adından ikili ilişkilerin tekrardan başladığını duyurdu.

Buna en fazlaca sevinenlerin başlangıcında ABD’li haber alma kurumları geliyordu. Devrin CIA Direktörü John Brennan, VICE’a yapmış olduğu açıklamada, “Yakın temas olduğunda, yeni haber alma fırsatları doğuyor” dedi. Bir başka deyişle yabancı ajanların girmesi fazlaca zorluk derecesi yüksek Küba’nın kapıları Amerikalılara açılmıştı.

BEYİN SARSINTISI GEÇİRMİŞ GİBİLERDİ

Podcast’te konuşan Tony takma adlı bir eski CIA yetkilisi, Havana’da gizli saklı görevde olduğu dönemde, Küba istihbaratının devamlı evini gözlediğini, her hareketini takip ettiğini hatta evin içine girdiğini belirterek, “Tuvaletinizi kullanırlar, web kablolarınızı keserler, su tanklarınızı boşaltırlardı. Lastiklerinizi patlatır, otomobilinize zarar verirlerdi” ifadelerini kullandı.

Aralık 2016’da Tony, Kübalıların kendisini rahatsız etmek için yaptığına inanılmış olduğu bir vaka yaşadı. “Yatak odamda bir anda oldukça yüksek bir ses duydum. Peşinden fazlaca fakat fazlaca ağır bir kulak ağrısı hissettim” diyen Tony, sesten ve basınçtan kurtulmak için yataktan kalktı. Oldukça kısa süre sonrasında baş ağrıları, burun kanamaları ve baş dönmeleri yaşamaya başladı.

Öteki CIA ajanları ve ABD Büyükelçiliği’ndeki çalışanların başına da peş peşe benzer vakalar ulaşınca, ABD yönetimi Kübalılardan şüphelenmeye başladı. Washington mevzuyu Havana’ya sordu. Yanıt en yüksek mevkiden, Castro’da geldi: “Bizim ilgimiz yok.”

Gizemli hastalık Şeyin sırrı neden hâlâ çözülemedi Her şey 2013te başladı 6 ay içinde bir zombiye dönüştüm

ABD’nin Havana Büyükelçiliği

Tony ve hastalık yaşayan öteki ABD’liler Ağustos 2017’de ülkelerine döndü ve Pennsylvania Üniversitesi’nde gizlice tedavi altına alındı.

Muayenelerde hastaların belirtilerinin psikojenik değil gerçek olduğu sonucuna varıldı. Sendrom yaşayanlar beyin sarsıntısına benzer bir tür travmatik yaralanma geçirmiş benzer biçimde görünüyordu. Sadece ne geride hiçbir fizyolojik kanıt bırakmadan beyin sarsıntısına yol açabilirdi ki? Bu soruya bugün hâlâ yanıt bulunamadı.

Tony ise bu olayın arkasından sıhhat durumunun hızla kötüye gittiğini belirterek, “Fizyolojik, ruhsal ve duygusal olarak hayatımın en iyi sürecini yaşıyordum. Oldukça kuvvetli bir konumdaydım ve işimi yapma mevzusunda fazlaca hevesliydim. 6 ay içinde bir zombiye döndüm, adeta insanlıktan çıktım” ifadelerini kullandı.

VICE’ın “We Set Out To Solve the Mystery of Havana Syndrome. Here’s What We Found.” ve “‘Deny Everything’: Why the US Hasn’t Solved the Mystery of Havana Syndrome” başlıklı haberlerinden derlenmiştir.

Tərcümə“24 SAAT”

Saytların yığılması Saytlarin yigilmasi

Bənzər məqalələr

Bir cavab yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Back to top button